Romantik İlişkilerde Affedicilik

romantik-iliskilerde-affedicilik

Romantik İlişkilerde Affedicilik: Duygusal İyileşmenin Anahtarı


Psikolojik danışman olarak yürüttüğüm görüşmelerde en çok dikkatimi çeken şeylerden biri şu oldu: İnsanlar, ilişkilerde yaşadıkları kırgınlıkların ötesine geçmek istiyor ama nasıl yapacaklarını bilemediklerinde ya susuyorlar ya da içten içe biriken duygularla mücadele ediyorlar. Özellikle romantik ilişkilerde affedicilik, çoğu zaman duygu yoğunluğunun ortasında alınan bir karar değil, duyguların içinden geçilerek ulaşılan bir içsel değişimdir. Peki, sen bu yolculuğa hazır mısın?

Şunu bir düşün: Affetmek senin için ne ifade ediyor? Unutmak mı? Boş vermek mi? Yoksa gerçekten yaşananı anlamlandırarak içsel bir rahatlama yaşamak mı?

Affetmek çoğu zaman “karşı taraf için” yapılan bir şey gibi düşünülse de, aslında en çok affedenin kendisine hizmet eder. Çünkü kırgınlıklarımızı, öfkemizi ya da hayal kırıklığımızı zihnimizde tekrar tekrar yaşadığımızda; o anı değil, o duyguyu diri tutarız. Bu yazıyı okurken, belki de kendine şu soruyu sorman iyi olur: “Ben hâlâ geçmişte birini affedemediğim için bugünkü ilişkilerimde neyi taşıyorum?”

Toplumda hâlâ affetmenin "alıp başını gitmeyi becerememek" gibi algılandığı oluyor. Oysa affetmek; yutkunarak değil, duygunun içinden geçerek yapılır. Zaman ister, cesaret ister. Affetmek; geçmişte yaşananı yok saymak değil, onunla barışabilmektir. Kendine dürüstçe şunu sor: “Birine hâlâ kırgınsam, bu kırgınlık bana ne anlatıyor?” Kimi zaman affedemeyişimizin altında kırılan güven değil, yok sayıldığımızı düşündüğümüz bir duygumuz yatar.

Romantik ilişkilerde affedicilik, duygusal yakınlığı yeniden kurar. Birlikte yaşanmış bir kriz, sağlıklı bir şekilde aşılırsa bağları güçlendirebilir. Güvenin yeniden inşasına yardımcı olur. Ancak bu, karşı tarafın hatayı fark etmesi ve sorumluluk almasıyla mümkündür. Aynı zamanda empati geliştirir. Karşıdakinin neden öyle davrandığını anlamaya çalışmak, sadece ilişkiye değil, kişiye de derinlik kazandırır. Bu noktada şu soruyu düşünebilirsin: “Ben affetmeye çalışırken aslında neye tutunuyorum? Geçmişteki sevgimize mi, gelecekteki ihtimallere mi, yoksa sadece yalnız kalmaktan mı korkuyorum?”

Kendinle baş başa kalıp şu soruları dürüstçe cevaplamaya çalış: Bu ilişkide kalmak beni besliyor mu yoksa tüketiyor mu? Partnerim gerçekten hatasını fark etti mi, yoksa sadece ilişkiyi kaybetmekten mi korkuyor? Affetmek beni özgürleştirecek mi, yoksa içimde susturduğum bir ses daha mı olacak? Aynı şey tekrar yaşanırsa ne yapacağım? Unutma, bazen affetmek ilişkide kalmayı gerektirmez. Bazen en büyük affedicilik vedalaşabilmektir.

Çoğu zaman başkalarını affetmeyi konuşuyoruz ama en zor olan kendimizi affetmek oluyor. Bir ilişki içinde verdiğin tepkiler, aldığın kararlar, hissettiğin pişmanlıklar… Bunların hepsi seni sen yapan deneyimler. O yüzden birilerini affetmeden önce belki de şu soruyla başlamak gerek: “Kendimde hâlâ neyi affedemiyorum?”

Bu yazıyı bir içe dönüş daveti olarak görebilirsin. Okurken kendi ilişkilerine, duygularına, seçimlerine dürüstçe bakabildiysen; belki de affetmenin ilk adımını zaten atmışsındır.

Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191