Covid-19 ile Birlikte Değişen Alışkanlıklarımız: Hızlanan Dijital Dönüşüm

22 Eylül 2023

Burak

Tüm dünya olarak içinden geçtiğimiz pandemi sürecinde hepimizin hayatı, başta sağlık olmak üzere; eğitimden iş yaşamına büyük oranda etkilendi. Kültür sanat ile olan ilişkimiz farklılaştı, sosyalleşme alışkanlıklarımız değişti. Hepsinin ortak noktasıysa, giderek hızlanan dijital dönüşümün paralelinde evrilmiş olmaları.


Sürecin beraberinde getirdiği en büyük değişimlerden biri uzaktan eğitime geçiş oldu. Eş zamanlı olarak, home office çalışma düzeni yaygınlaştı; birçoğumuz iş sürekliliğimizi evlerimizde kalarak devam ettirmeyi deneyimledik, bu yeni düzen bazılarımız için farklı kapılar bile açtı. Yalnızca eğitim ve iş yaşamı konusundaki bu değişimler bile, dijital ortamda geçirdiğimiz süreyi büyük oranda etkiledi. SODİGEM’in araştırmasına göre, pandemi sürecinde cep telefonu kullanım süresinin arttığını belirtenlerin oranı %80, aynısını bilgisayar kullanımı için söyleyenlerin oranıysa %70. Özetle evet, hayatlarımızda zaten büyük yer kaplayan teknoloji, Covid-19 ile birlikte yerini iyice sağlamlaştırdı, adeta kök saldı.


Dijital kullanım alışkanlıklarımızdaki bu artış, bugünlerde teknoloji aracılığıyla çok çeşitli ihtiyaç ve arayışlarımıza cevap bulmamızla ilgili. Bunlardan belki de en ayırt edici olanı, sosyalleşme ihtiyacı. Covid-19 günlerinde sevdiklerimizle iletişimde kalmanın yolu; Zoom, Skype, Houseparty, Netflix Party gibi araçları kullanmaktan geçiyor. Tabii bu da, görüntülü konuşmaya olanak sağlayan platform ve uygulamalar için hızlı bir yükselişin kapılarının aralanması anlamına geliyor. İstatistiklere baktığımızda, yalnızca Türkiye’de, görüntülü konuşma ve video konferans uygulamalarının kullanım sıklığının %78 oranında arttığını görüyoruz. Pandemi sürecinde, yakın çevresiyle video konferans programları aracılığıyla görüşme yapanların sayısındaki artış ise %273.5. Diğer yandan kısa zaman önce Facebook, messenger platformundaki videolu aramaların %70 oranında arttığını açıkladı.

Özellikle pandemi süreciyle birlikte, Instagram canlı yayınlarının giderek popülerleşmesi de, hızlanan dijital dönüşümün bir başka yüzünü yansıtıyor. Bu canlı yayınlar; kimi zaman keyifli bir sohbete kulak vermek için, kimi zaman iş ile ilgili bir konuda alanında uzman isimlerin bilgi ve deneyimlerini dinlemek için, kimi zaman kültür sanat anlamında kendimizi geliştirmek için, son günlerde hepimizin ilk başvurduğu kanallar haline geldi. Canlı yayınların ilerleyen günlerde de giderek yükselişte olması bekleniyor.

Kültür sanata zaman ayırmak için de bugünlerde yine dijital platformları tercih ediyoruz. Çevrimiçi film gösterimleri, canlı konserler, Londra’daki British Museum’dan New York’taki The Metropolitan Museum of Art’a koleksiyonlarını erişime açan müzeler; Berlin Filarmoni Orkestrası, Metropolitan Operası ve Bolşoy Balesi gibi kurumların sanatseverlere sunduğu dijital arşivler derken; kültür sanat konusunda kendimizi geliştirmek adına yine ekranlara kilitleniyoruz. Aynı zamanda, salgın öncesi döneme oranla dijital oyun oynama alışkanlarında da büyük oranda bir artış olduğu biliniyor. Bu da, dijital dönüşümün eğlence anlayışlarımıza olan etkisini gözler önüne seren bir örnek.


Bu süreçte, online alışveriş uygulamalarının kullanımının %51.9 oranında artmasından yola çıkarak diyebiliriz ki, tüketim odaklı tercihlerimizin online platformlarla olan ilişkisi de giderek daha fazla güçleniyor. Talebin yoğun oranda arttığı gıda ve temizlik malzemeleri başta olmak üzere, birçok ihtiyacımızı e-ticaret ve hızlı sipariş / teslimat uygulamaları aracılığıyla edinir olduk.

Son olarak, sizlerle Global Web Index’in, sonuçlarını fazlasıyla ilginç bulduğum raporundan notlar paylaşmak istiyorum. Raporun odağında, jenerasyon bazlı bir inceleme yer alıyor ve 4.000 internet kullanıcısının katılımıyla yapılan araştırma, her jenerasyonun Covid-19 sürecinde medyayı hangi amaçlarla kullandığını gözler önüne seriyor. Rapora göre; Z kuşağının (8-23 yaş) bu süreçte medyaya başvurmasındaki en büyük motivasyon, online video izlemek olmuş (%51). Bunu, online TV izlemek ve video oyunları oynama aktiviteleri takip ediyor. Milenyum kuşağında (25-39 yaş) da aynı eğilimi görüyoruz. İnternet kullanımı tercihlerinin başında online video (%44) ve online TV (%41) yer alıyor. X kuşağı (40-54 yaş) ve Baby Boomers (55-75 yaş) dediğimiz jenerasyon ise, medyayı en fazla haberleri takip etmek için kullanıyor (sırasıyla %45 ve %42).

Ne mi anlatmaya çalışıyorum? Yaşam dijitalleşiyor. Teknoloji her gün hayatlarımıza biraz daha fazla yerleşiyor. Bireysel adaptasyon bir yana; ürününüzün, markanızın veya hizmetinizin dijital dönüşüme ne oranda ayak uydurabildiği, gelişmesi ve ilerlemesi için en önemli kriterlerden biri artık. Hazırlıklıysanız ne mutlu, gelişebileceğiniz noktalar olduğuna inanıyorsanız çalışmaları hızlandırmanın tam zamanı.

Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191