Evliliği İnşa Etmek

Sosyolog Aile danışmanı psikolojik danışman

İlhami Özbey

05 Şubat 2025

Birlikte, Evliliği İnşa Etmek

Evlilik, iki farklı bireyin bir araya gelerek hayatı birlikte yaşadığı bir yolculuktur. Hem dini, hem yasal, hem geleneksel hem de duygusal boyutları olan bu birliktelik, genellikle mutlu bir yuva kurma, sevgi ve fedakârlıkla dolu bir ilişki beklentisiyle başlar. Ancak, erkek ve kadının dünyaya bakış açıları, duygusal derinlikleri ve fiziksel doğaları birbirinden farklıdır. Kadın, incelik ve duyarlılıkla şekillenmiş bir ruh taşırken; erkek, gücü ve koruyuculuğu ile var olur. İkisi de bir bütünü tamamlayan ayrı parçalar gibidir; ancak bu farklılıkları anlamak ve kabul etmek, evliliğin en temel taşlarından biridir.

Evlilik, kendiliğinden sorunsuz işleyen bir mekanizma değil, bilinçli çaba ile inşa edilmesi gereken bir kurumdur. Eşlerin hayatına rehberlik edecek bazı ilkeleri karşılıklı olarak benimsemeleri, ilişkilerini daha sağlıklı ve mutlu bir hale getirebilir.

Evliliği Sürdürebilir ve Mutlu Kılmanın Temel İlkeleri

Karşılıklı Kabul ve Anlayış: Eşler mümkün olduğunca birbirlerini oldukları gibi kabul etmeli, değişim beklentisiyle ilişkiyi yük altına sokmamalıdır. Kadın ve erkek farklı yaratılmıştır; beklenti, ifade ve tepkileri farklıdır. Erkek, çoğu zaman sevgisini eylemlerle gösterirken, kadın sevgiyi sözcüklerde ve duygusal bağlarda arar. Bunu bilmek, eşlerin birbirlerini daha iyi anlamalarını sağlar.

Farklılıkları Okuyabilmek: Kadın ve erkeğin duygusal ve fiziksel dünyaları farklı çalışır. Kadın duygularını daha yoğun yaşayıp, detaylara takılırken; erkek daha sonuç odaklıdır. Bir tartışmada kadının duygusal boşalım ihtiyacı varken, erkek çözüm üretmeye çalışır. Eşler, birbirlerinin farklı çalışma prensiplerini anlamalı ve karşılarındaki mesajları doğru okumayı öğrenmelidir.

Sevgi Dili ve İfade Biçimleri: Sevgi yalnızca sözcüklerle ifade edilmez. Kadın, sevildiğini duymak isterken, erkek çoğu zaman sevgisini eylemleriyle gösterir. Bir kadın için eşinin sağlığına özen göstermek, onun sevdiği yemekleri yapmak, hasta olduğunda ilgilenmek sevgi göstergesidir. Erkek ise çoğu zaman sevdiğini doğrudan ifade etmese de, sevdiği kadının mutlu olması için ona sürprizler yapmak, sevdiği şeyleri almak, hoşlandığı yerlere götürmek veya onunla vakit geçirmek gibi yollarla sevgisini gösterir. Sevgi, bazen bir kelime bazen de bir davranıştır; bunu fark etmek ve sevgiyi ifade etmenin sadece cümlelerden ibaret olmadığının fakına varmak, evliliğin daha huzurlu olmasına katkı sağlar. Her kesin sevgi dilinin aynı olmadığı unutulmamalıdır.

Sınırları Korumak: Kendi bireysel sınırlarını bilmek ve eşin sınırlarına saygı göstermek, ilişkinin dengesini korumaya yardımcı olur. Kadın ve erkeğin farklı alanlara ve yalnız kalma zamanlarına ihtiyaç duyabileceği unutulmamalıdır.

Güler Yüz ve Nazik İletişim: Günlük yaşamın koşuşturması içinde nezaket ve hoşgörü göstermek, eşlerin birbirine duyduğu sevgiyi perçinler. Kadının sevilmeye, değer görmeye ihtiyacı varken, erkeğin saygı ve takdir görmek en temel gereksinimlerindendir. Kadın ilgiyle büyür, erkek takdirle güçlenir. Güler yüzlü olma iletişimin büyülü anahtarıdır, eşler daima birbirlerine karşı güler yüzlü olmaya özen göstermelidir.

Cinselliği Doğru Yaşamak: Cinsellik, evlilik içinde sadece fiziksel bir birliktelik değil, aynı zamanda eşler arasında duygusal bağı güçlendiren unsurlardandır. Kadın için cinsellik duygusal bir yakınlık anlamına gelirken, erkek için bu daha çok fiziksel bir bağ kurma yoludur. Bunu bilmek, eşlerin birbirlerine duyduğu güveni artırır. Giyinme, süslenme, jest ve mimiklerde cinsel rollere uygun pratikler cinsel doyum için önemlidir. Cinsellik evlilik kurumunun en önemli unsurlarındandır asla ihmal edilmemelidir. 

Evliliği Başkalarıyla Kıyaslamamak: Her evlilik özeldir ve diğer evliliklerle kıyaslanamaz. Dışarıdan bakıldığında mükemmel görünen ilişkiler göründüğün aksine, birçok sıkıntılar barındırabilir, her evliliğin dinamiklerinin farklı olduğu unutulmamalıdır.

Birlikte Nitelikli Zaman Geçirmek: Yoğun iş temposu ve günlük hayatın sorumlulukları, eşlerin birbirlerine ayıracak zaman bulmasını zorlaştırabilir. Ancak bilinçli olarak birlikte yapılan aktiviteler, ilişkiyi güçlendiren bir yapıştırıcı görevi görür. Erkek, sevdiği için değil; eşi sevdiği için bir dizi izleyebilir, kadın aynı düşünmese bile eşinin ihtiyaçlarını göz önüne alıp yanında durmaya çalışabilir. Küçük jestler, büyük bağlılıkları doğurur.

Geçmişi Sürekli Gündeme Getirmemek: Geçmişte yaşanan olumsuzlukları sürekli gündeme getirmek, evlilikteki huzuru bozar. Geçmiş bagajlarınızdan kurtulun, onları bu güne taşımanın kimseye faydası olmaz, anın tadını çıkarmak ve geleceğe odaklanmak daha sağlıklıdır.

Aileler Üzerinden Üstünlük Kurmaya Çalışmamak: Eşlerden biri kendi ailesini daha üstün ve haklı görürse, bu çatışmalara neden olabilir. Evliliğin temeli, eşlerin birbirine duyduğu sevgi ve saygıdır; aileler bu bağlamda destekleyici bir unsur olmalı, muaşeret ve nezaket ölçülerinde akrabalık ilişkileri sürdürülmelidir

Evliliği Sarsan Davranışlar

Sürekli çatışma yaratma ve rekabet ortamı oluşturma.

Yaptırımlar, tehditler, duygusal manipülasyonlar.

Küsmek, işleri sürüncemede bırakmak.

Cinsel boykot ve mahrum bırakma.

Karşı tarafın değerlerini hiçe sayma.

Geçmişi sürekli gündemde tutarak öfkeli bir ortam yaratma.

Sonuç olarak, evlilik emek isteyen, özenle büyütülmesi gereken bir kurumdur. Eşlerin birbirini anlamaya çalışması, karşılıklı saygı ve sevgiyle ilişkilerini yönetmesi, mutlu ve sürdürülebilir bir birlikteliği mümkün kılar. Doyurulmamış ihtiyaçlar evlilik kurumunu sarsabilir, eşlerin karşılıklı anlayış ve farkındalığıyla evlilik doyumuna ulaşmak, mümkündür.

Evlilik, hazır bir mutluluk paketi değil, birlikte inşa edilen bir yoldur. Bu yolda bilinçli ve sevgi dolu adımlar atmak, hem bireylerin hem de ailenin huzurunu sağlar. Hepinize mutluluklar dilerim.

                                                       Aile Danışmanı ve Psikolojik Danışman İlhami Özbey.