Güçlü Sorular: Güçlü Sonuçlara Giden Yegane Araç

25 Temmuz 2024

guclu-sorular-guclu-sonuclara-giden-yegane-arac

Einstein’ın “Bir insanın zekası, verdiği cevaplardan değil, sorduğu sorulardan anlaşılır” sözünü çok seviyorum. Çünkü her aklıma geldiğinde bana, doğru ve güçlü sorular sormanın özel yaşamdan iş hayatına, her alandaki önemini hatırlatıyor. Peki güçlü soruları sormak neden önemli ve bu soruları sorabilmek için nereden başlamalı, hangi yolları izlemeliyiz? Hazırsanız başlıyoruz.


Bir düşünün, hepimiz sürekli cevap arıyoruz. Bizi rahatlatacak, işimizi kolaylaştıracak, üzerimizden yük alacak cevapların peşindeyiz. Oysa bir durup fark etmek gerekmiyor mu sizce de – aslında sorulacak doğru soruları bilmek, cevapları bilmekten çok daha önemli. Neden mi? Bazen sorduğunuz tek bir güçlü soru, o güne kadar sorup gerçek cevaba ulaşamadığınız belki yüzlerce sorudan daha çabuk sonuca götürebiliyor sizi. Hedefinize tam anlamıyla hizmet etmeyen sorular arasında kaybolabiliyor, varmak istediğiniz yere hep dolambaçlı yollardan erişmeye çalışıyor olabilirsiniz. Güçlü sorular sormaya başladığınızdaysa, güçlü cevaplar almamanız kaçınılmaz. Bu güçlü cevaplar, beraberinde güçlü davranışları getiriyor, hepsi birleşip güçlü sonuçları doğuruyor! Bunun en büyük sebebi, güçlü soruların diğerlerinden farklı olarak, kişilere daha derin bir içgörü, daha büyük bir farkındalık sağlaması.


Aslında güçlü soru sorma, koçluk tekniğinde kullanılan bir yöntem. Ama bana sorarsanız, koçluk yapmasak bile hepimiz güçlü sorularla tanışmalı ve onlara hayatımızda alan açmalıyız, bu yazıyı hazırlama sebebim de tam olarak bu. Ne diyordum, koçluk yapanların en sık başvurduğu yöntemlerden biri güçlü sorular. Çoğu zaman bu soruları, karşılarındakinin yaşamıyla ilgili tıkandığı, artık ilerleyemediğini düşündüğü noktaları fark etmesi için kullanıyorlar. Baştan söylemeliyim, güçlü sorular bazen kulağa fazlasıyla basit, hatta komik gelebiliyor. ‘Bu sorunun cevabı zaten ortada, çok açık değil mi?’ diye bile düşünebiliyorsunuz ama öyle değil. Bir kez cevaplamayı denediğinizde, bir de bakıyorsunuz kendinizle ilgili daha önce hiç fark etmediğiniz, düşünmeye değer bulmadığınız şeyler bir bir dökülmeye başlıyor etrafa.


Güçlü soruların en büyük özelliği, ‘hayır’ veya ‘evet’ diyerek cevaplanıp rafa kaldırılamıyor olmaları. Bu da onları kapalı değil, ardına kadar açık sorular yapıyor. Yanıtları genelde uzun oluyor, bunu sağlayan da ‘nasıl, neden, ne şekilde’ gibi soru ifadeleriyle yöneltilmeleri. Örneğin, ‘Pazarlama departmanında çalışmak zor mu?’ demiyorsunuz da, ‘Pazarlama departmanında çalışmanın ne gibi tarafları zorluk yaşamana sebep oluyor?’ diye soruyorsunuz. Böylece karşınızdaki evet zor, deyip soruyu kestirip atmıyor, tersine düşünmeye, sorgulamaya başlıyor. Hangi alanların, karşı karşıya kaldığı ne gibi durumların onu zorladığını düşünüyor, önceden yaşadığı olayları zihninde analiz ediyor. Hatta bu gibi sorulara verilen yanıtlar, bazen çözümü doğrudan beraberinde bile getirebiliyor.


Güçlü sorular ile ilgili çalışmalarını ve önerilerini çok severek takip ettiğim Lisa Gates ile sizi tanıştırmak istiyorum. Kendisi diyor ki, güçlü soru sormanın ilk kriteri, yargılamak, yönlendirmek veya eleştirmek yerine soru sormak. Örnek olarak, bir çalışanın ona verilen bir görevi teslim tarihinde teslim etmediği bir kurgudan söz ediyor. Bir lider olarak sizin kendisine karşı takınmanız gereken en doğru tavrın, ona geç kalışıyla ilgili güçlü sorular yöneltmek olduğunu söylüyor. Mesela, çalışanınıza teslim tarihini kaçırmasına sebep olan faktörleri veya ilerleyen zamanlarda bunu önlemek için neler yapabileceğini sorabilirsiniz.


Bu konu ilginizi çektiyse, Andrew Sobel’in ‘Güçlü Sorular’ kitabını mutlaka listenize ekleyin derim. Steve Jobs’un Macintosh kişisel bilgisayarını geliştirirken kullandığı tek bir güçlü soruyla ne gibi başarılara imza attığını görmenin sizi ilhamla dolduracağına eminim!


Son olarak, kendini güçlü soru sormak ile ilgili geliştirmek isteyenlere minik bir uygulama önerim var: Hayatınızda olan birini seçin ve onunla, kendisine güçlü sorular yönelttiğiniz en az 10 dakikalık bir konuşma yapmayı hedefleyin. Konuşma boyunca ona açıklama yapmaktan, tavsiye vermekten veya yargılara varmaktan kaçının. Orada sadece güçlü soru sormak için varsınız, unutmayın. Siz doğru soruyu sorun ve arkanıza yaslanıp dinleyin. Sessizliklerden korkmayın, bırakın sessizleşsin karşı taraf. Düşünsün, anlamaya çalışsın hislerini. Konuşmanın ne kadar derinleştiğine, nasıl evrildiğine inanamayacaksınız. En sonunda, karşınızdaki kişiden mutlaka geri bildirim alın. İyi pratikler!

Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191