Obsesif Kompulsif Bozukluğu ve Başa Çıkma Yolları

obsesif-kompulsif-bozuklugu-ve-basa-cikma-yollari

Obsesif-kompulsil bozukluklar (OKB) düşünme ve davranma saplantılarını ifade ederler. Obsesif bir kişi kafasına takılan bir fikirden kurtulamaz, fikir kafasında sürekli tekrar eder, bir nevi düşünce saplantısı oluşur. Belirli bir şarkıyı hiç istemediğiniz halde sürekli zihninizde tekrar ettiğiniz anlar oldu mu? Bu durumun aşırı derecesi obsesifliği ifade eder. Kişi belli bir davranışı yapmaktan kendini alıkoyamıyorsa ve belirli bir davranışı yapmaya saplanıp kalmışsa, o kişiye kompulsif adı verilir. Bu ikisi, yani bir düşünceye veya bir davranışa saplanma çoğu kez bir arada ortaya çıkar ve böyle bozukluklara obsesif-kompulsif bozukluklar adı verilir(1). Şöyle somut bir örnek verebiliriz. Bir bireyin ellerini yıkayıp temizlediği halde, ellerinin kirli olduğunu düşünmesi birer obsesif düşüncedir. Bu düşünceye bağlı olarak bireyin tekrar tekrar ellerini yıkaması davranışı ise kompulsif davranıştır. Obsesyon düşünce iken, kompulsif eyleme geçmiş halidir. Obsesif-kompulsif bozuklukta, yineleyici, durdurulmakta zorlanılan, yapmak zorunda hissedilen, sürekli ve tekrarlayıcı düşünce ve davranışlar vardır.

Obsesif-kompulsif bozukluğunun en yaygın olanı sık sık el yıkama davranışı olarak bilinse de birçok türü mevcuttur. Temizlik, düzen, sayma, kuşku takıntılarının yanı sıra cinsel takıntılar olmak üzere farklı türleri de vardır. Temizlik takıntısında birey ellerinin ya da vücudunun farklı uzuvlarının kirlendiğini düşünerek defalarca yıkama gereksinimi duyar. Bu yıkama davranışı sonucunda çoğu zaman ellerinde aşınmalar görülebilir. Birey evden çıkıp kısa süreliğine dışarıda bulunup evine geldiğinde bütün uzuvlarının kirlendiğini, giysilerinin kirlendiğini düşünerek bütün giysilerini değiştirmeyi ve banyo yapma eylemi görülebilir. OKB’li birey bu eylemi kendisi yaptığı gibi, evin diğer fertleri için de uygulamak ister. Çünkü evin dışına çıkan eşinin/çocuğunun da üstü kirlenmiştir, mikrop kapmıştır(!). Mikroplar eve bulaşmadan giysilerin çıkarılıp banyoya atılmasının gerekli olduğunu ve hemen banyo yapılmasını ister. Bu tür davranışlar ilk başlarda çok rahatsızlık vermese de belli bir zamandan sonra hayatı dayanılmaz hale getirebilir. Bunun sonucunda aile içi iletişim çatışmalarına neden olabilir. Benzer şekilde düzen takıntılarında da birey her şeyin yerli yerinde olmasını ister. Küçük bir değişiklik bireyi ciddi düzeyde rahatsız eder. Örneğin ayakkabılar belli bir düzende ayakkabılığa yerleştirilmiş olması gerekir. Ayakkabıların arasındaki mesafe eşit olmalıdır. Masaya konulan bıçak, çatal ve kaşıkların düzenli bir şekilde bırakılması gerekir. Kitaplığa konulan kitapların ebatlarına göre ya da kitap türüne göre düzenli bir şekilde yerleştirilmesi gerekir. Bunlar ya da bunlara benzer düzensizlikler görüldüğünde birey ciddi düzeyde rahatsız olur. Sayma takıntılarında ise birey her şeyi saymak zorunda hisseder. Kaldırımdan geçerken yolun kenarına park edilmiş arabaları sayabilir. Merdivenden çıkarken basamakları sayabilir. Binanın yanından geçerken, binanın katlarını sayması gibi birçok örnek verilebilir. Cinsel takıntılar ise bireyin aklına utanç verici, kabul edilemez düşünce ya da görüntülerin gelmesidir. Bu olumsuz görüntü ve düşünceler bireyi rahatsız ettiği halde, kendini bir türlü alıkoyamaz. Birey bu düşüncelerin başkaları tarafından fark edilmesinden korkar. Kuşku takıntılarında ise birey sürekli şüphecidir. Evden çıkarken kapısını kilitleyip kilitlemediği konusunda şüpheci davranır. Israrla tekrar kapısını kontrol edip kapısını kilitleyip kilitlemediğini kontrol eder. Bu davranışlar ilk başlarda masum gibi görünse de ilerleme durumunda insanların hayatlarını dayanılmayacak düzeyde etkiler. İş hayatı, aile hayatı ve sosyal hayatı ciddi düzeyde etkilenir.

Obsesif Kompulsif Bozukluğunun Nedenleri

OKB’nin nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, OKB’ye yol açabildiği düşünülen etmenler de vardır. Genetik faktörler, çocukluk çağı travmaları, kişilik özellikleri, beyin işlevlerinde bozulma.


OBSESİF KOMPULSİF BOZUKLUĞUNUN TEDAVİSİ

OKB ileri düzeye gelmeden önce birey farkına varıp, bu durumu kabullenip üstesinden gelmeye çalışsa isabetli bir karar almış olur. Üzerine gitme yolu ile basit düzeydeki takıntıların üstesinden gelinebilir. Örneğin ellerinin kirli olduğu düşüncesi geldiğinde ellerini bir sefer yıkadıktan sonra, bir sonraki “ellerim kirlendi, yıkamalıyım” düşüncesi geldiğinde, buna karşı “yıkamayacağım, ellerim temiz” telkinini kendine vererek, ellerini yıkamaktan uzak durabilir. İlk başlarda bu bireye rahatsızlık verebilir. Ancak ısrarla eller yıkanmadığında, takıntılarla başa çıkılabilir. Buna karşın bireyin takıntıları ileri düzey seviyeye varmışsa ve kendisinin başa çıkması mümkün değilse, bir ruh sağlığı uzmanına başvurmalıdır. 

 

İlaç Tedavisi: Anafranil, Prozac ve Paxil gibi seratonin agonistlerinin de OKB tedavisinde etkili oldukları görülmüştür. Ancak ilaç tedavisinin durdurulmasından sonra eğer ayrıca davranışçı tedavi kullanılmaz ise hastalığın nüksetme oranı yüzde seksen dokuz gibi yüksek bir oran olabilir (2).

 

Bilişsel-Davranışçı Terapi: OKB, önde gelen davranışçı modele göre, temelde korkutucu olmayan ve herkesin aklına gelebilecek düşünceler (örn. mikrop kapma, hastalanma gibi) koşullanma yoluyla bireyde anksiyete ile ilişkilendirilmekte ve huzursuz edici özellik kazanmaktadır. Bundan sonra birey bu düşünceler nedeniyle anksiyete yaşamakta ve kaçma-kaçınma davranışları göstermektedir. Obsesyonlar öğrenilmiş edimlerdir, kompulsiyonlar ise anksiyeteyi nötralize etmek için öğrenilmiş ve pekiştirilmiş davranış bütünüdür (3).

 

OKB tedavisi için genellikle “yüzleştirme” ve “tepki önleme”yi içeren davranışçı tedavi tercih edilir. OKB hastalarının yaklaşık yüzde yetmiş beşi davranışçı tedavi ile belirgin gelişmeler göstermektedirler. Bu kazanımlar genellikle tedavi bittikten sonra da korunur. Son zamanlarda yapılan üç inceleme, bilişsel ya da rasyonel duygu terapisinin, yüzleştirme ve tepki önleme kadar etkili olduğu bulgusunu ortaya koymaktadır. Salkovskis OKB’nin davranışçı tedavisine bilişsel unsurlar eklemenin tedaviyi bırakma olasılığını azalttığını ve tedavinin etkililiğini arttırdığını bildirmektedir. (2)

EMDR (Göz Hareketleri İle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme): EMDR terapisine göre ruh sağlığının ve ruhsal bozuklukların temeli anı ağlarıdır. Dolayısıyla, obsesyonlar ve kompulsiyonlar, işlenmemiş geçmiş travmatik anı ağlarının bugünkü dışavurumlarıdır. Obsesyonlar yalnızca “öğrenilmiş” tepkiler değildir, bunlar aynı zamanda anılarla bağlantılıdır. Gerek erken dönemde yaşadığınız gelişimsel travmaların (ihmal, istismar, bağlanma bozuklukları, ameliyatlar gibi) gerekse o dönemde veya ilerleyen yaşlarda yaşadığınız şok travmaların (doğal afetler, kazalar, yangınlar, kayıplar, saldırıya uğrama gibi) şimdiki zaman tetikleyicileridir(4). Bu travmatik olaylara bağlı olarak OKB meydana geldiğinde, öncelikli olarak travmaların işlenmesi gerekmektedir. EMDR terapisi ile travma işlenip,yeniden yerleştirildiğinde, OKB semptomları ortadan kalkacak ya da azalacaktır.

Hipnoterapi:OKB bulunan bireylerin çoğunda kaygı düzeyi yüksektir. Hipnoterapi ile kaygı düzeyi düşürülebilir. Hipnoterapide hipnodrama, imajinasyon gibi teknikler kullanılarak birey duyarsızlaştırılabilir.

Sonuç olarak şunu belirtmek gerekir. OKB bireyin iş hayatı, aile hayatı ve sosyal hayatını ciddi düzeyde etkiliyorsa, mutlaka bir ruh sağlığı uzmanına başvurması gerekir.

 

KAYNAKÇA

 

(1) Cüceloğlu, D. (2000). İnsan ve Davranışı (10. Basım). İstanbul: Remzi Kitabevi.

(2) Leahy, R.L (2007). Bilişsel Terapi ve Uygulamaları. (Çev.: H.Hacak, M. Macit, F.Özpilavcı). İstanbul: Litera Yayıncılık.

(3) Akyüz Ç.E.F.; Obsesif kompulsif bozukluğun örtük bellek performansı ve bilişsel süreçlere etkisi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Tıpta Uzmanlık Tezi, 6-16, (2013) 

(4) Yurtsever,A.,Konuk, E., Kavakcı, Ö., Yaşar, A.B. (2022). Herkes İçin EMDR. İstanbul:Okuyan Us Yayınevi.


Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191