Paylaşılanın Ötesine Bakmak

paylasilanin-otesine-bakmak

 Mutluluk, herkesin hayat gayesi haline gelse de insanların bir türlü tam anlamıyla yakalayamadığı bir arzu gibi karşımıza çıkıyor. Hep daha fazlasını, daha iyisini isterken, aslında içsel huzurumuza ve doyuma nasıl ulaşacağımızı unutuyoruz.

 

Teknolojiyle birlikte yaşam alanımız birçok noktada değişikliğe uğradı. Yaşam tarzlarımız, iletişim biçimlerimiz, iş yapma şekillerimiz ve hatta toplumla olan etkileşimlerimiz köklü bir değişim geçirdi ve geçirmeye devam ediyor. Teknoloji çağında dijital dünyaya olan bağımlılığımız arttıkça, teknolojinin ruh sağlığımız üzerindeki etkileri de daha fazla dikkat çekiyor. Dijitalleşen dünya, bir yandan hayatımıza kolaylık ve yenilik getirirken, diğer yandan yalnızlık, stres, kaygı ve dijital tükenmişlik gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Yeni hayatımıza güzellikler, kolaylıklar getirirken bir yandan da bizde olan güzellikleritam manasıyla çalıyor. Teknolojinin en çok karşılaştığımız yüzü sosyal medya, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelmiş durumda. İnstagram’dan Facebook’a, TikTok’tan X’e kadar her platform, kullanıcılarına paylaşım yapabileceği bir alan sunuyor. Peki biz sosyal medyada kendimizin her anını mı paylaşıyoruz yoksa görmek ve paylaşmak istediklerimizi mi ? Daha çok kendimizin "mutluluk" anlarını paylaşabileceği alan yaratmış oluyoruz. Sosyal medya üzerinden yayılan mutluluk imajı ile gerçek ve kalıcı mutluluk arasındaki farkları anlamak, paylaşılan mutluluk anılarının insanların hayatının ne kadarını kapsadığı fark edebilmek sağlıklı bir zihin yapısı ve dengeli bir yaşam için önemli bir adım olabilir.

Peki, sosyal medyada gördüğümüz mutluluk gerçek mi? Hiç sorguladık mı kendi kendimize gerçek mutluluk ne anlama geliyor?Sosyal medya, genellikle insanların en parlak, en renkli anlarını paylaştığı bir platform. Seyahat fotoğrafları, başarı hikayeleri, lüks yaşamlar, tatiller ve özenle seçilmiş anlar; insanlar takipçilerine mutluluk ve başarı dolu bir yaşam sunuyor. İnsanlarda oluşan bu şemalar, bazen farkında olmadan, bu anların takipçisi olmuş insanların üzerinde sosyal baskı yaratabiliyor. Araştırmalar, sosyal medya kullanımının insanlar üzerinde "başkaları daha mutlu, daha başarılı" düşüncesini arttırdığını ve bu durumun kişisel mutluluk algısını etkileyebileceğini ortaya koymaktadır. Sosyal medya üzerindeki yaşamlar, sık sık filtrelenmiş ve mükemmelleştirilmiş olduğundan, kullanıcılar çoğu zaman bu görüntülerin gerçek hayattaki karşılıklarını sorgulamaktan kaçınıp bu sahte gerçekliği kendi gerçekliğine çeviriyorlar.

Sosyal medya üzerinden yayılan bu "yüzeysel mutluluk" algısı, kişileri daha fazla tüketime, daha fazla paylaşmaya ve daha fazla onaylanmaya itebilir. Ancak burada gözden kaçırılan bir nokta var: Mutluluğun aslında içerik, derinlik ve süreklilik gerektiren bir şey olduğu. Yani, birkaç dakikalık beğeni veya yorum sayısının, uzun vadeli tatmin ve huzur duygusuyla bir ilgisi yok.

 

Peki, gerçek mutluluk nedir? Psikolojik açıdan baktığımızda, gerçek mutluluk genellikle anlık hazlardan ziyade kalıcı bir tatmin ve yaşamla barış içinde olma durumu olarak tanımlanabilir. Mutluluk, sadece dışsal faktörlere bağlı olmayan, içsel bir dinginlik ve kendilik duygusudur. Bu anlamda, mutluluğu sadece dış dünyadan almak yerine, kendi iç kaynaklarımızdan beslenerek geliştirebiliriz.

Araştırmalar, bir yaşamın anlamlı ve hedeflere dayalı olması gerektiğini ortaya koyuyor. Kişinin değerleriyle uyumlu bir yaşam sürmesi, sadece başarıyı değil, aynı zamanda anlamlı bir yaşam sürmeyi de getirir. Hedefler, bizi ileriye taşırken; aynı zamanda yaşamımıza değer katacak bir rehber işlevi görür.

İyi, sağlıklı ilişkiler, gerçek mutluluğun belki de en önemli yapı taşıdır. Sosyal medya üzerinden kurduğumuz sanal bağlantılar, yüzeysel olabilirken, derin, güven dolu gerçek ilişkiler insanlar üzerinde uzun vadeli pozitif etkiler yaratır. Araştırmalar, güçlü sosyal bağların, stresle başa çıkma, yaşam kalitesini artırma ve yaşam süresini uzatma üzerinde belirgin olumlu etkiler yaptığını göstermektedir.

Kendimizi olduğu gibi kabul etmek ve bilinçli bir şekilde hayatı yaşamak, gerçek mutluluğun temellerindendir. Kendine şefkat, hata yapmayı kabul etme ve olumlu bir içsel konuşma, bireylerin iç huzurunu artırır. Bu tür bir kabul gücü, dışsal faktörlerden bağımsız olarak mutluluğu sürdürülebilir hale getirmiş olacaktır.

 

Sosyal Medya ile Gerçek Mutluluk

Sosyal medya, hayatımızı daha renkli ve geniş hale getirebilir ancak bunun mutluluğumuz üzerinde kalıcı bir etkisi olduğunu düşünmek yanıltıcı olabilir. Sosyal medya ile gerçek mutluluk arasındaki dengeyi bulmak, bu platformları bilinçli ve sağlıklı bir şekilde kullanmaktan geçer.

İlk adım, sosyal medyayı gerçeklikle örtüşmeyen mükemmelleştirilmiş yaşam biçimlerinden daha fazlası olarak görmemektir. Kendinizi başkalarıyla kıyaslamak, yalnızca bir tatminsizlik yaratır. Bunun yerine, sosyal medyayı ilham almak, arkadaşlarınızla kopmamak ve dünyada olup bitenlere dair farkındalığınızı artırmak için kullanabilirsiniz. Bir diğer önemli adım ise dijital detoks yapmaktır. Çevrimdışı zamanlarınızda kendinizi yeniden keşfedin, doğayla vakit geçirin ve size değerli gelen insanlarla yüz yüze ilişkiler kurun. Bu tür pratikler, sosyal medyanın yarattığı baskıyı hafifletmeye yardımcı olabilir ve içsel mutluluğunuzu artırabilir.

Sosyal medyada gördüğümüz "mutluluk" imgelerinin gerçek mutluluğun yerini tutmadığını kabul etmek, sağlıklı bir zihin yapısına giden ilk adımdır. Gerçek mutluluk, dışsal onaylardan çok daha fazlasıdır. İçsel bir denge, anlam dolu ilişkiler, kişisel hedefler ve kendini kabul etme ile şekillenir. Sosyal medyayı, bu yolculukta bir araç olarak görmek ve üzerinde daha bilinçli bir şekilde düşünmek, mutluluğunuzun kalıcılığını artıracaktır.

Unutmayın, gerçek mutluluk, görünenin ötesine bakabilenlerin ulaştığı bir hazine gibidir.

Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191