Ben Senin Aklında Kimim?

ben-senin-aklinda-kimim

“Kesin böyle düşündün.”

“Yine beni küçümsediğini fark ettim.”

“Sen zaten hep böylesin.”

Bu cümleler sana da tanıdık mı?

İlişkilerde en sık karşılaşılan iletişim tuzaklarından biri de budur: Zihin okuma. Partnerinin ne hissettiğini ya da düşündüğünü gerçekten sormadan tahmin etme, hatta emin olma hali. Ve genellikle bu varsayımlar ne yazık ki olumsuz olur.


Zihin Okuma Nedir?

Psikolojide "zihin okuma" (mind reading), bilişsel çarpıtmalardan biridir. Aaron T. Beck’in bilişsel terapi kuramına göre birey, karşısındakinin düşüncelerini doğrudan bilmeden, varsayımda bulunur ve buna gerçekmiş gibi davranır (Beck, 1976).

Örneğin: Partnerin sessiz kalmıştır. Hemen düşünürsün:

“Kesin benden soğudu.”

“Yine bıktı benden.”

Ancak belki de partnerin sadece yorgundur, ya da kendi iç dünyasında bir şeyle baş etmeye çalışıyordur. Yani sen onun aklındaki kişi değilsindir, ama senin aklında onun seni nasıl gördüğüyle ilgili kurgu çoktan yazılmıştır.


 Zihin Okumanın Nedenleri

İnsan neden durup dururken başkasının zihnini okumaya çalışır?

  1. Güven Eksikliği: Daha önceki ilişkilerde yaralanmalar, kişiyi tetikte tutar. Her davranışı olumsuz yorumlamaya başlar.
  2. Bağlanma Stili: Kaygılı bağlanan bireyler, sürekli olarak partnerin ilgisini ve sevgisini test etme eğilimindedir (Mikulincer & Shaver, 2007).
  3. Geçmiş Deneyimlerin Aktarımı: Çocuklukta eleştirilmiş, ihmal edilmiş ya da değersiz hissetmiş biri, partnerinden gelen en küçük ipucunu bile olumsuz bir mesaj olarak algılayabilir.

Susan Johnson’a (2019) göre: "Çiftler, sevilip sevilmediklerini anlamaya çalışırken, partnerlerinin yüzünde sürekli ipucu ararlar. Ama asıl ihtiyacımız, açık ve doğrudan bir güven ifadesidir."


Zihin Okumanın İlişkiye Etkileri

Zihin okuma, ilişkinin temel taşlarından olan güveni ve açıklığı zamanla aşındırır.

Varsayımlar, gerçek konuşmaların yerini aldıkça:

  • Partnerler savunmaya geçer, içe kapanır.
  • Duygusal yakınlık azalır.
  • Tartışmalar sıklaşır, çözüm değil, karşılıklı suçlama başlar.
  • “Sen aslında böyle demek istedin!” gibi cümleler, gerçek diyaloğun önünü keser.

En kötüsü de şudur:

Gerçek bir sorunun bile olmadığı yerlerde, sadece zihinde yaşanan “senaryolar” ilişkiyi çökertir.


Çıkış Yolu: Zihin Okumaktan Diyaloğa

Peki çözüm ne?


1. Dur ve Sorgula:

“Bunu gerçekten mi biliyorum, yoksa sadece tahmin mi ediyorum?”

Bu soru, seni gerçekle varsayımı ayırmaya davet eder.


2. Netleştirici Sorular Sor:

Partnerin sessiz mi? Şunu söyleyebilirsin:

“Seninle bir şey konuşmak istiyorum ama çekiniyorum. Şu anda bir şey mi düşünüyorsun, yoksa sadece sessiz kalmak mı istedin?”


3. Duygunu Paylaş, Yorum Yükleme:

“Bunu söylediğinde biraz küçümsenmiş hissettim. Böyle mi demek istedin, yoksa ben mi öyle algıladım?”


4. “Benim Aklımdaki Sen” ile Gerçek Sen’i Ayır:

Kafamızda bir partner figürü oluştururuz. Ama o figür, çoğu zaman bizim geçmişimizden, korkularımızdan ve beklentilerimizden yapılmıştır.

Partnerin kim olduğunu öğrenmenin tek yolu ise konuşmak, dinlemek ve varsaymak yerine sormaktır.


“Ben senin aklındaki kişi miyim, yoksa benim zihnimdeki sen misin beni kıran?”

Belki de en doğru ilişki sorusu bu olabilir.


Kaynakça


Beck, A. T. (1976). Cognitive Therapy and the Emotional Disorders. Penguin.

Mikulincer, M., & Shaver, P. R. (2007). Attachment in Adulthood: Structure, Dynamics, and Change. Guilford Press.

Johnson, S. (2019). Hold Me Tight: Seven Conversations for a Lifetime of Love. Little, Brown Book Group.

Gottman, J., & Silver, N. (2011). The Seven Principles for Making Marriage Work. Harmony Books.

Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.

Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191