Uzman Klinik Psikolog
Yunus Taşkın
27 Ocak 2025
Alışkanlık veya ruhsal bağımlılık keyif verici bir maddeyi kullanmaya alışmak, olmadığı zaman onu arzu etmek, onun yoksunluğundan sıkılıp gerginlik ve kaygı duymaktır.
Tutsaklık veya fiziksel bağımlılık, keyif verici maddeye alışkanlığın ötesinde bağlanma halidir. Maddenin yoksunluğunda terleme, titreme, kasılma, gerginleşme, kusma gibi vücutta fiziksel olarak bazı yoksunluk belirtilerinin görülmesidir.
DSM-IV’ün ölçütlerine göre aşağıdaki belirtilerin en az üçünün olması bireyin madde bağımlısı olarak tanımlanması için yeterlidir.
1. Bağımlı olunan maddeye karşı son bir yıl içinde bir tolerans geliştirilmiş olması.
2. Yoksunluk belirtileri göstermek ve bundan kurtulmak için bağımlı olunan maddeyi veya benzerini almak.
3. Düşündüğünden yüksek dozlarda ve uzun dönemlerde maddeyi kullanmak.
4. Madde kullanımından kurtulmak veya kontrol altına almak için devamlı çaba içinde olmak.
5. Maddeyi bulmak, kullanmak ve etkilerinden kurtulmak için çok fazla zaman harcamak.
6. Maddeyi kullanmaktan dolayı sosyal, mesleki ve serbest zaman etkinliklerinde azalma veya bu etkinlikleri terk etmek.
7. Kullanılan maddeden dolayı fiziksel veya psikolojik sorunlarının varlığına rağmen madde kullanımına devam etmek.
Uyuşturucu kullanma ile cinsel olarak aktif olma, genellikle bir aradadır. Uyuşturucu kullanan ergenler genellikle aktif bir cinsel yaşantı içindedirler ve uyuşturucu kullanımı ile doğum kontrol araçlarını kullanmadan cinsel ilişkide bulunma bir arada görülmektedir. Uyuşturucu kullanımı ile fuhuş ve yasadışı eylemler arasında ilişki vardır.
Uyuşturucu kullanımı ile suçluluk arasında da ilişki vardır. Bağımlılar kullandıkları maddeyi satın almak için sürekli bir gelire ihtiyaç duyarlar. Çalışma güçleri uyuşturucunun etkisi ile zamanla azalır ve bağımlı oldukları maddeye yaptıkları harcama artar.
Maddi durumları bozulur. Uyuşturucuya sahip olabilmek için uyuşturucu satıcılığı, hırsızlık vb. yasadışı yolları deneyebilir. Bu nedenle uyuşturucu kullananlar arasında suç işleme oranı yüksektir.
Alkol ve madde bağımlılığı bir ihtiyacın sonunda ortaya çıkar, bu da kullanan bireyin kişiliği ile çok yakın ilişkilidir. Bağımlı günlük yaşamın getirdiği zorluklardan kaçmak ve yapay bir cennete sığınma arzusundadır. Bağımlılığı yaratan nedenler aşağıdaki gibi sıralanabilir:
1. Dayanıksız ve Güçsüz Bir Kişilik Yapısına Sahip Olma ve Kaygıda Kaçma
Bağımlılar genellikle özgüvenleri zayıf ve kaygılı insanlardır, hayatın getireceği zorluklardan ürkerek onlardan kaçmak isterler. Alkol ve Uyuşturucu maddelerin kaygıyı azaltan niteliği, bunların zorluklardan kaçan kişilerce bir “destekleme aracı” olarak kullanılmasına yol açmaktadır. Alkol ve uyuşturucuların yarattığı geçici “sığınma ortamları” ve verdikleri geçici rahatlama, kullananlarda önceleri alışkanlık, daha sonra ise bağımlılık veya tutsaklık doğurmaktadır.
2. İçten Denetimli Olmaktan Çok, Dıştan Denetimli Olmak
Bireyin karşı karşıya kaldığı ve yaşadığı sorunların hep kendi dışındaki nedenlere bağlı olduğunu düşünmesi ve bunların çözümlerini de dışsal gelişmelere bağlaması, onun “dıştan denetimli” olduğunu gösterir. Bunun yanında kendisi ile ilgili yaşadığı olaylardaki sorumluluğunu görebilen ve kendisi ile ilgili gelişmelere kısmen kendisinin yön verebileceğini düşünen bireyler "içten denetimli" olarak tanımlanmaktadır. İçten denetimli olanlar daha özerk davranmakta, kendi eylemlerinin sorumluluğunu yüklenebilen insanlar olmaktadır.
Dıştan denetimli olanların, içten denetimli olanlara göre bağımlı olmaya daha yatkın kişilik taşıdıkları düşünülebilir.
3. Kendini Değersiz Algılama
Kendini değersiz ve eksik yanları olan biri gibi algılamak alkol ve madde bağımlısı olmaya yatkın gençlerde gözlenen diğer kişilik özelliğidir.
4. Duygusal Bakımdan Olgunlaşmamış Olma
Çocukluk döneminde anne-baba tarafından istenmemiş, reddedilmiş bir çocuk olarak büyümüş, anne babası tarafından sevgi ve hoşgörü görmemiş gençler doyurulmamış ve tatmin edilmemiş duyguları alkol ve uyuşturucularla tatmin etmeyi deneyebilir. İçten gelen hazza yönelik arzularını kontrol etmekte güçlük çeken, onları dengeleyemeyen gençlerin hazza ulaşma istekleri onları bağımlılık yaratan maddelere yöneltebilir. Olgunlaşmamış duygular taşıyan, heyecanlarını dengeleyemeyen gençlerde de rahatlamak ve sakinleşmek için bağımlılık yaratan maddelere yönelme görülebilir.
5. Hazza Yönelik Olma
Madde bağımlılarında görülebilen kişisel niteliklerden birisi de değişiklikten heyecan duyma ve hazza yönelik olmaktır. Duygularının ve bedenini yeni heyecanlar yaşaması ve kısa süreli de olsa coşkulu biçimde zevk alma arzusu bireyi, uyuşturucunun sahte büyüsüne kaptırma gerekçesi olabilir.
6. Kötü Alışkanlıklara Sahip Arkadaş Çevresi
Ergenlikte arkadaş-akran etkileşimi yoğundur, gençler arkadaşlarının etkisine açıktır. Ergen için bir arkadaş grubuna sahip olmak grubunda değer verilen bir insan olmak en güçlü isteklerindendir. Alkol ve diğer uyuşturucuların kullanıldığı çevrelerde yaşayan, bu maddeleri kullanan arkadaşlara sahip gençler onların özendirmelerinden dolayı bu maddeleri deneyebilir ve bağımlılık geliştirebilirler. Gençler için yeni olanı denemek ve bir faaliyeti “ilk defa” gerçekleştirmek onları belirli eylemlere yönelten önemli bir nedendir. Gençler kendileri için yeni olan bir alışkanlığı “merak ettikleri için” denemek isteyebilirler.
Alkollü içki içmek bazı gençler arasında bir ayrıcalık ve güç göstergesi olarak görülüp, yetişkinliğe ait davranışlar gibi anlaşılmaktadır. Bu da gruptaki diğer gençlerin alkole özenmesine yol açmaktadır. Çocuk ve gencin yetiştiği aile ortamı ve yakın akraba çevresi de benzer olumsuz örnekler taşıyabilir, kötü alışkanlıklar kazanılması benzer çevrelerde yetişenlerde daha çok görülür.
Bağımlının Tedavi için Yapacakları
Başta afyon, morfin ve eroin gibi uyuşturucular olmak üzere diğer bağımlılık yapan maddeleri kullananların öncellikle kendilerinin bu maddelerin “tutsağı” olduklarına gerçekten inanmaları gerekir. Çoğu durumda bağımlının kendisi bağımlı olduğunu kabul etmediğinden tedaviye başlamak olanaksızdır. Tedavi için önce bağımlının kendisinin tedavi olmayı istemesi gerekir. Bunun kadar önemli diğer konu, bağımlının tedavi olacağına inanmasıdır. Hiçbir güç bağımlıya rağmen onu tedavi ettiremez.
Tedavide bağımlının kaygı ile baş etmesinin yollarını öğrenmesi de maddenin yoksunluğunun getireceği gerginliği azaltmaya yarayacaktır. Tedavi sonrasında bağımlılıktan yeni kurtulmuş bireyin önceki alışkanlıklarını devam ettirmemesi için eski çevresinden ve bağımlı arkadaşlarından uzak durması, çevresini değiştirip yeni bir çevreye girmesi tedavinin devamı için önerilir ve psikoterapi süreci başlatılmalıdır.
Bağımlının Ailesinin Yapacakları
Ailenin ergen üzerinde aşırı baskıcı ve otoriter tutumu da, ilgisiz ve tutarsız tutumu da olumsuz etkiler bırakır. Özellikle anne babanın ilgisiz ve tutarsız tutumu ergenin ev dışında olumsuz çevrelerin etkisinde kalmasına yol açabilir. Anne-babadan bekledikleri ilgi ve sevgiyi bulamayan gençler bu tatminsizliklerini bağımlılık yaratan maddenin vereceği geçici hazla bastırmaya yönelir.
Aile bireylerinin birbirleri ile az sözel iletişim kurduğu, aile içinde sevgi tezahürlerinin görülmediği, birbirlerine destek olmadıkları daha çok bireyci ilişkilerin egemen olduğu evlerde yaşayan ergenler bağımlılık doğuran maddeye daha çok yönelmektedirler. Aile ergenin ilişkide olduğu arkadaşlarının ne tür alışkanlıkları olduğunu, onların hangi çevreden geldiklerini gözleyerek, çocuğunu karşılaşabileceği muhtemel kötü durumlarla nasıl baş edebileceği konusunda donanımlı hale getirmelidir.
Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191