Psikolog / Hipnoterapi
İrem Beyaz
27 Ocak 2025
Sevgili dostum,
Şu anda zor bir süreçten geçiyor olabilirsin. Belki ayrılık acısıyla baş ediyorsun, belki de sebebini anlayamadığın bir ruhsal bunaltı içindesin. Hatta doktorların "anksiyete" ya da "depresyon" gibi isimlerle tanımladığı bir durumda olabilirsin. Bu yaşadığın zorluklar seni yalnız ya da çaresiz hissettiriyor olabilir. Unutma, bu hisler insan olmanın doğal bir parçası. Hepimizin hayatında inişler ve çıkışlar vardır, önemli olan bu dönemlerin üstesinden gelebilmek için doğru bir bakış açısı geliştirebilmektir.
Böylesi zamanlarda çevremizdeki insanlar bizi desteklemek ister. Kimi kendi deneyimlerinden yola çıkarak öneriler sunar, kimi de samimi bir şekilde yanımızda olmaya çalışır. Onların varlığı kıymetlidir, ancak unutulmaması gereken bir nokta var: Yaşadığımız sıkıntının bizi nasıl etkilediği, bu duruma nasıl baktığımızla çok yakından ilişkilidir.
Hayatta karşılaştığımız zorluklar tıpkı yağmura benzer. Yağmur yağdığı için ıslanmayız; ıslanmamızın sebebi, yanımızda bir şemsiye taşımamamızdır. Yani yaşadığımız acılar, zorluklar veya sıkıntılar bizi doğrudan etkileyen şeyler değildir. Bu durumlara yüklediğimiz anlamlar, onların üzerimizdeki etkisini belirler. Eğer sıkıntıya "kötü" ya da "zararlı" gibi etiketler yapıştırırsak, onlardan kaçmaya, onları yok saymaya çalışırız. Ancak bu kaçış, durumu daha da zorlaştırabilir.
Sıkıntılar, aslında bizim için birer yol göstericidir. Tıpkı bir misafir gibi, kapımızı çalarlar, hayatımıza girerler ve bir süre sonra giderler. Misafirler nasıl ki kendi hallerine bırakıldığında daha az sorun çıkarırsa, sıkıntılarımızla da aynı şekilde başa çıkabiliriz. Onları reddetmek, "neden geldiler" diye sorgulamak ya da hemen gitmelerini istemek yerine, varlıklarını kabul edip onlarla birlikte yaşamayı öğrenmek, sıkıntılarımızın etkisini hafifletir.
Örneğin, toplumda bazı kişiler "13" sayısının uğursuz olduğuna inanır. Aynı şekilde bir otel odasının 13 numaralı olması, bu inanca sahip bir kişiyi rahatsız ederken, diğer bir kişi üzerinde hiçbir etkisi olmayabilir. Bunun sebebi, "13" sayısının kendisi değil, bu sayı hakkında oluşturulan algıdır. İşte dertler de böyledir; onlara yüklediğimiz anlamlar, hissettiğimiz acının kaynağını oluşturur.
Bu nedenle, yaşadığın sıkıntıya bir dost gözüyle bakmayı dene. Onu düşmanın gibi görüp korkma. Çünkü sıkıntılar, başa çıkmak için değil, anlamak için vardır. Eğer onları reddetmez, onlardan kaçmazsan, aslında sana hayatında bir şeyleri değiştirme fırsatı sunduklarını fark edebilirsin. Sıkıntılar, kendimizi ve hayatımızı daha iyi anlamamız için birer işarettir.
Unutma ki sıkıntılar kalıcı değildir. Onlar sadece bir süreliğine hayatımızı ziyaret ederler ve zamanı geldiğinde giderler. Bu süreçte onları daha büyük bir problem haline getirmemek, onlara gereğinden fazla anlam yüklememek önemlidir. Bunun yerine, hayatına odaklanmaya, kendine ve sevdiklerine zaman ayırmaya devam etmelisin.
Sana tavsiyem, bu zorlu süreçte sıkıntılarını bir misafir gibi gör ve onları ağırla. Onları "kötü" ya da "zararlı" olarak etiketlemek yerine, onlarla birlikte yaşamayı öğren. Zamanla bu misafirler gidecek ve geriye onların sana kattığı deneyim ve olgunluk kalacak. Kendine inan ve bu sürecin seni güçlendireceğini unutma.
Sevgiyle, Psikolog İrem Beyaz
Dikkat - Online danışmanlık hizmeti, herkese uygun bir hizmet değildir.
İntihar veya kendine zarar vermek gibi düşüncelere sahipseniz, sitedeki hizmetler size uygun olmayabilir.
Bu durumdaysanız aşağıdaki yardım numaraları ile iletişime geçmenizi tavsiye ederiz.
Acil Yardım Hattı: 112, Polis İmdat Hattı: 155, Aile İçi Yardım Hattı: 183, Uyuşturucu İle Mücadele Yardım Hattı: 191